Medya çevrelerinin klasik sorusu şudur: "neden sanat?", "neden fotoğraf?", "neden futbol?", "neden müzik?"... Sunucu bu soruyu derin bir iç geçirdikten sonra ve birden aklına gelmişçesine yöneltilir hedefe. Sorunun cevabı çok basittir ve hemen yapıştırılması gerektir: "Seviyorum da ondan".
Bir an gaflete düşüp "hakikaten neden yahu?" diye kendinize sorarsanız ve gözlerinizi kaçırıp uzaklara dalarsanız ve iç geçirip "...aslında..." diye başlarsanız cümlenize işin içinden çıkamazsınız. Sunucu programını kurtarmıştır...
Şimdi bana "Neden harcamak?" diye sorarsanız cevabım hazır: "harcamayı seviyorum da ondan"
Ama aslında daha küçük bir çocukken başladı bu harcama sevdası bende. Tabiri caizse cebimde para ısınmazdı. Parayı bulunca bakkalda alırdım soluğu. 15 dakika bakkalın içinde dolanıp, kıyıda köşede kalan çikolataları gofretleri gözden geçirir, elimdeki paraya göre satın alma kararını orada verirdim. Elimdeki para da nal gibi bir 2,5 lira, fazla değil. Yani ya leblebi tozu alır ya tek gofret... Belki de bisküvi arası lokum... O kadar...
"Parayı ne yapacaksın?" sorusuna hep "harcancam" cevabını verirdim. Bu soru bana çok anlamsız gelirdi zaten. Para, harcanmaktan başka ne işe yarardı ki?
Yıllar geçti biz harcamaya devam ettik. Bakkaldan sonra kırtasiyelere, daha sonra bit pazarlarına, daha sonra sahaflara, antikacılara, sonra japon pazarlarına, ne alırsan bir liracılara, büyük marketlere, oyuncakçılara, spotçulara derken en sonunda e-marketlere uğradık harcamak için, ıvır zıvırlarla doldurduk dört bir yanımızı ve devam da ediyoruz harcamaya.
E zevkli bir iş harcamak... Her gün yeni bir şey çıkıyor. Yeni teknoloji ve yeni tasarımlar alınacaklar listemizi kabartıyor her gün. Burada da bir alınacaklar listesi hazırlamak, "ben de harcarım" diyenlere bazı fikirler vermek, "denemiş tarifleri" paylaşmak ve bazen de satış ilanlarını duyurmak istiyorum.
Ben böyle istiyorum... Bakalım Allah ne gösterecek...?
0 yorum:
Yorum Gönder